Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
O Halde Ne Yapmalıyız, Tolstoy’un sosyolojik ve felsefi görüşlerini cesurca ortaya koyduğu bir eser. Yaşadığı dönemde topluma sırtını dönmeyen Tolstoy, yoksulların, dilencilerin ve evsizlerin toplumda yer bulabilmesini, insani koşullarda yaşayabilmesini istiyor ve buna dair görüşlerini ortaya koyuyor. Adaletin, paranın, toplumun ve insanın derinlerindeki yerlere temas eden Tolstoy, daha iyi bir dünya tahayyül ediyor ve bizi de bu tahayyüle davet ediyor. Tüm bunların yanında, tarihin en büyük yazarlarından b
İngiliz yazar George Orwell, Hayvan Çiftliği’nden sonra 1984’ü kaleme aldı. Romanın yazım aşaması zorluklarla geçti. Veremle mücadele eden Orwell, birkaç kez romanın adını değiştirdi. Orwell, 1984 distopyasında devletlerin otoriter siyasi tutumlarını sert bir şekilde göz önüne serdi. Okyasnusya adını verdiği ülkede yaşayanlar Parti’nin boyunduruğundan çıkmayı düşünemeyecek kadar mekanize hâldedirler. Böyle bir dünyada anılar, hayaller olmadan nasıl yaşadıklarının farkında değillerdir üstelik. Düzene isyan e
Hayatının uzun bir dönemini Finlandiya’da geçiren rahip, hatip ve yazar Grigory Petrov, Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde, bu ülkenin hangi yollardan geçerek ve hangi aşamaları kat ederek bulunduğu konuma eriştiğini kendine has üslubuyla anlatıyor. 1923 yılında kaleme aldığı eserini, sadece bir ülkeden yola çıkarak da değerlendirmemiş, gelişmekte olan ülkelere rehber olacak bir yöntemi gördükleriyle birleştirerek ortaya çıkarmıştır. Petrov, aynı zamanda okul, devlet yönetimi, bürokrasi, kilise gibi faktörlerin bir
Tükendi
“Böylesine bir aşk gerçek olabilir mi?” 1920’lerin ilk yarısında Stefan Zweig tarafından kaleme alınan bu kitapta; yaşamı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan, yazar R.’ye yazılan uzun bir mektup yer alır. “Hiçbir zaman beni tanımamış olan sana.” cümlesiyle başlar mektup. Kadının, iç dünyasında yaşadığı duygulardan yola çıkılarak aşkın çözümlemesi yapılır. Bu da zaten, sadece Stefan Zweig kadar psikoloji birikimine sahip bir yazar tarafından mümkün kılınabilirdi.
Victor Hugo’nun, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, sarsıcı ve sıradışı bir kitap. Hugo’nun yazım stil olarak o dönemde kullanılmayan bir üslupla, yani birinci tekil şahısla kaleme aldığı eser, ölüm ve yaşama, ölmek üzere olan bir suçlunun gözünden bakış. Güneşin camlardaki oynaşmasını keyifle izlerken öleceği gerçeğiyle yüzleşmeye çalışan genç adamın sancıları, düşünceleri ve cezalandırma yöntemlerine ilişkin görüşleri insanı şaşırtıyor. Giyotinle idama mahkûm olan genç adamın günlüğü bizi şaşırtıcı bir yolculu
BİR SABAH UYANDIĞINIZDA KENDİNİZİ BİR BÖCEĞE DÖNÜŞMÜŞ BULURSANIZ NE OLUR? Nasıl ki Kafka'nın Dava'sında Josef K., bir sabah uyandığında kendini tutuklanmış olarak buluyorsa, yine Kafka'nın Dönüşüm'ünde de Gregor Samsa bir sabah kötü rüyalarından uyandığında kendisini dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. Öyle ki, bir zırh gibi sertleşmiş olan sırtının üstünde yatmaktadır... Dava isimli eserinde yargılanan insan ile yargılayan kurumların ilişkisini ele alan Kafka, Dönüşüm isimli eserinde; aile ilişkilerinin
Acılarla yoğrulmuş hayatının özlemlerini Güneş Ülkesi’nde dile getiren Tommaso Campanella, eseri sayesinde bize döneminin buhranlarını, umutlarını, toplumları etkileyen cereyanları okuma fırsatı veriyor. Astroloji, felsefe, okültizm, teoloji, sosyoloji, ekonomi, siyaset, strateji gibi alanlarda görüşler içeren ve 17 yüzyıl Avrupası’nda, düşüncelerinden dolayı epey hırpalanan bir filozof tarafından hapishanede kaleme alınan Güneş Ülkesi, ütopya türünde yazılmış en önemli eserlerden biri. Çağlarüstü olması öz
Köşk Çiftliği’nde kötü muamele gören, yemleri verilmeyen hayvanlar bir gün, onlara devrim fikrini aşılayan bilge önderleri Koca Reis’in yönlendirmeleriyle isyan başlatır ve köşkün sahibi Bay Jones’u yenerek bağımsızlıklarını ilan ederler. Özgür ve adil bir dünya hayaliyle yola çıkan hayvanlar canla başla işe koyulurlar. Ancak zaman içinde hesap edilmeyen şeyler yaşanmaya başlar… İdareyi elinde tutan domuzlar manipülasyon yeteneklerini de kullanarak giderek zalimleşen bir yönetim benimserler. Dünya edebiyatı
Anna Karenina ve Savaş ve Barış gibi dünya edebiyatına kazandırdığı başyapıtlarla tanınan Rus romancı Lev Nikolayeviç Tolstoy, yaşamının son yıllarında, Tanrı, din, devlet, toplum, birey, özgürlük gibi kavramlar üzerine eserler vermiştir. Bu dönemin ürünü olan "İnsan Ne İle Yaşar?" kitabında insan yaşamına dair hayati sorular sorarken, bu soruları iyilik-kötülük, yaşam-ölüm, harislik-kanaatkârlık benzeri karşıtlıkları temel aldığı ahlaki bir çerçevede yanıtlar. Öykücülüğünün ustalığını yansıttığı bu eserini
Jules Payot, özellikle gençler için kaleme aldığı İrade Eğitimi isimli kitabında entelektüel ilerlemenin önündeki engelleri, zihinleri gündelik işlerle oyalamanın zararını ve derinleşebilen düşüncenin önemini anlatıyor. Fikir ve duyguların irade üstündeki etkisini de gündeme getirerek tembelliğin, sefil tutkuların ne derece zarar getireceğini bir eğitimci olarak gözler önüne seriyor. Payot’tan güncelliğini hâlen koruyan bir metin!
İlk defa 1882'de “Russkaja Myslj” adlı bir dergide yayınlanan “İtiraflarım” adlı bu eseri Tolstoy, elli yaşında geçirdiği manevi krizden sonra kaleme almıştır. İçine düştüğü bu kriz sonrasında aradığı kurtuluş yollarını ve bu sırada geçirdiği fikri, ahlaki ve dini gelişmeleri anlatır. Tolstoy, eninde sonunda ölecek olduğu bu hayatın anlamını bulmaya çalışır. İnsanlığın yaratılıştan beri sorduğu “Ben neden varım?”, “Hayatın anlamı ne?”, “Ölümlü dünyada tüm bu çaba niye?” sorularına cevap arar. Bu anlam arayı
Çıktıkları bir gezide, sadece kadınların ve kız çocukların yaşadığı, giriş çıkışın mümkün olmadığı bir ülkeden bahsedildiğini duyan üç Amerikalı arkadaş, bu gizemli ülkeyi keşfetmek için dayanılmaz bir istek duyar. Bir süre sonra bütün hazırlıklarını tamamlayıp Kadınlar Ülkesi’ne hareket ederler. Tahminleri, bir yerlerde mutlaka erkeklerin de yaşadığı, kadınlarınsa kaba, ilkel ve belki de vahşi olduğu yönündedir. Oraya vardıklarında karşılaştıkları manzara ise onları şaşırtır. İdeal bir sosyal düzen kurmuş
"Satranç aşk gibidir. Tek başına daha az eğlencelidir." Stefan Zweig'in Brezilya'da sürgündeyken yazdığı Satranç, rastlantı sonucu eline geçirdiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenen Dr. B. ile Dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'in kapışmasını anlatan bir öykü gibi görünse de aslında Zweig'in bir veda mektubudur... Stefan Zweig, Avrupa kültürünün Nazi tehlikesi altında yok oluşuna işaret ettiği bu öyküyü tamamladıktan bir kaç ay sonra intihar etmiştir. "Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı ba
Çin Seddi’nden de Eski Çin Savaşma Sanatı Sun Tzu, günümüzden iki bin 500 yıl önce yaşamış ünlü Çinli komutan, filozof ve askeri bilgedir. İÖ 500’de Sun Tzu tarafından yazılan Savaş Sanatı, dünyadaki en eski askeri eserdir. Ve bu nedenle dünyanın en eski askeri strateji kuramları olarak kabul görür. Aslında, Çin'de çok daha eski dönemlerden beri bilinen savaşma ilkelerinin toplu bir sunumudur. Askeri öğrencilerin bu ilkeleri günümüz savaş şartlarında uygulayabilmesi için, hazırlanmasından iki bin 500 yıl
Dünya Edebiyatı’nın en önemli eserlerinden biri olan Sefiller, 19 yüzyıl Fransası’nda yoksulluk ve çaresizlik içinde yaşayan toplumun gerçeğine ayna tutuyor. Usta yazar Victor Hugo Sefiller’de, ailesi için hırsızlık yapan Jan Valjan’ın kürek mahkûmiyetine çarptırılmasını ve hayatı boyunca sürecek kaçaklık hikâyesini anlatıyor. Hugo aynı zamanda, yoksulluk, dayanışma, toplumsal adalet, sefalet, karanlık gibi konuları işlerken toplumdan dışlananları destansı bir romanda gözler önüne seriyor. “Susmak, yalan sö
Sokrates felsefesinin temellerini ele alan başlıca kaynak, öğrencisi Platon’un kaleme aldığı “Sokrates’in Savunması”dır. Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates’in yaşamının en önemli olaylarından biri, MÖ 399 yılında hakkında açılan, Sokrates’in Savunması’nda sözü edilen, davadır. “Sokrates’in Savunması” isimli eserde Platon’un anlattığı kadarıyla Sokrates; gençlerin kafasını karıştırıp onları zehirlemekle, tanrılara inanmamakla ve onların yerine yeni tanrılar koymakla suçlanır. Tüm bu suç
Sıralama : Göster :
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1